Tarih: 10.08.2019 11:29

TÜRKİYE’DE ÇEVREYE DAHA ZARARLI MOTORLU OTOMOBİLLERİN SATILMASINA BİR BUÇUK YIL DAHA İZİN VERİLMESİNİ ÖNGÖREN TASLAK REDDEDİLMELİDİR!

Facebook Twitter Linked-in

OTOMOBİL ÜRETİCİLERİ AVRUPA’YA YENİ NESİL MOTORLU OTOMOBİLLERİ SATMAYA DEVAM EDERKEN, TÜRKİYE’DE ÇEVREYE DAHA ZARARLI MOTORLU OTOMOBİLLERİN SATILMASINA BİR BUÇUK YIL DAHA İZİN VERİLMESİNİ ÖNGÖREN TASLAK REDDEDİLMELİDİR!

25 Temmuz 2019’da T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın resmi internet sitesi üzerinden “Emisyon Mevzuatı Değişiklik Taslağı Görüşe Açılmıştır” duyurusu yapılmıştır.

İklim değişikliğinin yarattığı ürkütücü tablo karşısında hava kirliliğinin oluşumunda motorlu taşıt emisyonları önemli bir role sahip olması nedeniyle Avrupa Birliği (AB), ulaşımdan kaynaklı karbondioksit (CO2) emisyonlarını azaltmak için egzoz emisyonlarına belli sınırlamalar getirmek üzere her araç tipi için farklı standartlar getirmiştir.

Türkiye’de de araç motorlarından çıkan gaz emisyonlarının sınır değerlerinin sağlanması ve çevre kirliliğinin kontrol altına alınması amacıyla 21.04.2009 tarihinde Resmi Gazete’de bir Yönetmelik[i]yayımlanmıştır.

2017’de AB emisyon testlerinin laboratuvar ortamları yerine gerçek sürüş koşullarında yapılmasını kararlaştırarak Gerçek Sürüş Emisyonları (RDE-Real Driving Emission) kuralları getirilerek yeni emisyon mevzuatını kabul etmiştir. Buna göre Avrupa’ya yalnızca RDE’ye uygun yeni nesil otomobillerin satışı mümkün hale gelmiştir. Yeni mevzuata uyum süreci Avrupa’da 1 Eylül 2018 tarihi itibariyle tamamlanmıştır.

Buna paralel olarak Türkiye de hızlı bir şekilde 13 Ağustos 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Tebliğ[ii] ile hafif yolcu ve ticari araçların belirlenen şartlar uyarınca RDE deneyine tabii tutulması ile imalatçıların yeni emisyon mevzuatının getirdiği standartlarda üretim yapması düzenlenmiştir. Tebliğe uyum için iç piyasaya satış yapacak firmalara 31.8.2019 tarihine kadar uyum süresi tanınmıştır. Buna göre Türkiye’de araç üreten firmalar, Avrupa’ya 1 Eylül 2018 tarihinden itibaren yeni emisyon mevzuatına tabii araçları satarken, iç pazara 31.08.2019 tarihine kadar eski tip motorlu araçları satmaya devam etmektedir.

İşte 25 Temmuz’daki Bakanlık taslağında, bu erteleme sürelerinin 1,5 yıl daha uzatılması tartışılmaktadır. Taslak gerekçesinde, “Otomotiv Sanayi Derneği üyesi bazı firmaların, RDE mevzuatınınözellikle motor ve after-treatment (egzoz arıtma) sistemleri bağlamında ilave amaliyet getireceği gerekçesiyle, Türkiye’de üretilerek iç piyasaya sunulacak araçlar için RDE Faz 1 ile ilgili Euro 6c ve Euro 6dtemp fazlarına geçiş yapılmaması, bu kapsamda mevcut emisyon fazının (Euro 6b) uygulanmaya devam edilmesi talep edilmektedir.” Buna göre bazı firmaların maliyet kaynaklı kaygıları nedeniyle, Türkiye’de üretilerek iç piyasaya satılacak araçların eski tip motorlarından çıkan gaz salınımının, bizi 1,5 yıl daha zehirlemesine izin verilmesi tartışılmaktadır.

Yakın tarihli hava kirliliği raporlarına göre, Avrupa’dan %33,4 oranında daha kirli havaya sahip Türkiye, taslağın kabul edilmesi halinde 1,5 yıl daha havayı daha çok kirletecek araçları kullanmak durumunda kalacaktır.

Çok değil, 10 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7153 sayılı Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile egzoz gazı emisyon ölçümlerinde standartların altında kalanlar hakkında idari para cezaları getirilmesi gibi çevreci yaptırımlarla temiz bir çevrede yaşama hakkı yeniden hatırlanmıştı. Bir yandan plastik poşetlerin ücretli olması, sıfır atık projesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi gibi çevresel politikalar üretilirken diğer yandan eski tip araç motorlarının kullanımını uzatan düzenlemelerle çevre sağlığımızı tehdit eden geriye dönük adımlar atılmaktadır.

Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu olarak, Türkiye hava sahasında meydana gelen ve etkisi daha da artacak olan kirlilik ve karbondioksit (CO2) emisyonları artışının olumsuz etkilerini gidermenin imkansızlığı gözetilerek, “ilave maliyet” gerekçesiyle belli kişi/şirketlere özgü hazırlanan bu taslağın içerdiği süre uzatımının kabul edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —